Ülke genelinde akut bağırsak enfeksiyonları Sağlık Bakanlığı sistemleri aracılığı ile takip edilmektedir. Sağlık kuruluşlarından gönderilen veriler hastaların ikamet adresleri ile birlikte değerlendirilmekte, bir önceki dönem aralığına göre beklenenden fazla vaka olması durumunda İl Sağlık Müdürlükleri aracılığı ile inceleme başlatılmakta ve akut bağırsak enfeksiyon vaka artışına yol açma ihtimali olan etkenler (su,gıda v.b) araştırılmaktadır.
Ülke genelinde su kaynaklı akut bağırsak enfeksiyonlarındaki bölgesel artışlar üzerine yapılan araştırmalarda, vakaların en fazla olduğu yerlerde su şebeke hatlarında meydana gelen arızalara müdahale sonrası ya da şebeke suyu yetersizliği dolayısı ile sadece günün belli saatlerinde su verilen bölgelerde artış olduğu gözlemlenmiştir.
Su kesintisi sırasında boruların içerisinde dış ortama göre daha düşük negatif bir basınç oluşur. Çoğunlukla dışkı kaynaklı çeşitli mikroorganizmalar kirli sularla boruların iç kısmına sızabilir. Boruların içine çevredeki kirli suların girmesi, su kesintisi sonrası şebekeye verilen suyun da musluklardan kirli halde gelmesine neden olur. Ayrıca, su akımının durması veya yavaşlamasıyla su borularının iç yüzeyinde ortaya çıkan ve biyofilm olarak adlandırılan tabakada mikroplar artabilir. Bu suların gerekli işlemlerden geçirilmeden tüketilmesi hastalık etkenlerinin bulaşmasına neden olur. Su kaynağıyla bulaşma ihtimali olan hastalıklardan korunma amacıyla şebeke sularının düzenli şekilde klorlanması ve su kesintileri sonrası aşağıda belirtilen tedbirlerin alınması gerekmektedir.
1-Kesinti sonrasında şebekeye verilecek su berraklaşıncaya kadar 3-5 dakika akıtılmalı, akıtılan suyun israf edilmemesi için tuvalet vb. yerlerin temizliğinde kullanılmalıdır.
2-Kesinti süresince şebeke suyu içme amaçlı kullanılacak ise tercihen 1-2 dakika kaynatılıp, soğutularak kullanılmalıdır.
3-Özellikle su kesintilerinin hemen sonrasında kullanılan sularla banyo yaparken duş kullanılmamalı, dökme tarzı banyo yapılmalıdır.
4-Evlerde ihtiyaç fazlası su depolanmamalıdır. Depolanan veya saklanan sular ağzı kapalı temiz kaplarda ve güneş görmeyen serin yerde muhafaza edilmelidir. Sular gelse bile öncelikle depolanmış sular tüketilmeli, geniş kapaklı musluklu bidonlar tercih edilmeli, temizliği sürekli kontrol edilmelidir.
5-Bina ve konutlarda kullanılan su depolarından temizliği yapılmamış olanlar hemen, daha sonra da belirli periyotlarla (kesinti olduğu dönemlerde 3 ayda bir, diğer dönemlerde 6 ayda bir) temizlenmeli ve bakımları yapılarak dezenfeksiyonu sağlanmalıdır.
6-Mahalle aralarında kuyu, tanker, bidon v.b. kaynaklardan içme suyu temin edilmemelidir.
7-Beslenme amacı ile evlere giren ve çiğ tüketilen her türlü sebze ve meyve yıkandıktan sonra 1 lt suya %1’lik klor solüsyonundan 20-30 damla damlatılarak 30 dakika bekletilmelidir.(%1’lik klor solüsyonu 1 bardak çamaşır suyunun üzerine 9 bardak normal su konularak kolayca hazırlanır. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta kullanılan çamaşır suyunun herhangi bir katkı maddesi içermemesi ve %10 aktif klor “sodyum hipoklorit” içermesidir. Konuyla ilgili güçlüklerde en yakın sağlık kuruluşuna başvurularak bilgi alınmalıdır)8-Ambalajlı su (pet, bardak, cam şişe ve damacana) kullanılacaksa Sağlık Bakanlığından ruhsatlı olmasına dikkat edilmelidir.
9-Evde depolanmış sularda bebeklerin ve çocukların boğulma tehlikesine karşı gerekli tedbirler alınmalıdır.
10-Damacanalardan su almak için kullanılan pompalar, 15 günde bir %1'lik klorlu su içerisinde 30 dakika bekletilmeli ve içerisinden %1'lik klor solüsyonu geçirilmelidir.
11-Kaynağı bilinmeyen buzların kullanılmasından ve tüketilmesinden kaçınılmalıdır
12-Kişisel temizliğe özellikle el temizliğine mutlaka dikkat edilmelidir.
13-Kesinti sonrasında ishal, bulantı ve kusma belirtileri olan kişilerin mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.
Halkımız su kesintileri sırasında ve sonrasında gerekli koruyucu tedbirleri aldığında su ile bulaşma ihtimali olan yaklaşık 80 hastalıktan korunmuş olacaktır.
Sağlıklı Günler Dileriz.